12 Kasım 2013 Salı

2014 YEREL SEÇİMi ÖNCESİ CHP

Yerel seçimler önümüzdeki yıl 30 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilecek. Geriye sayım başladı. Meclis te yeterli oy bulunsa idi AKP'nin önerisiyle 27 Ekim 2013 yapılacaktı. Kimin karına olacağını zaman gösterecek.

Aday adayları yavaş yavaş açıklanmaya başlandı. Eski futbolcu Tanju Çolak'ın İzmir Urla'dan AKP aday adayı olduğunu öğrenmiş olduk.

Mustafa Sarıgül ve Gürsel Tekin geçen pazar resmen İstanbul Büyük Şehir Belediyesi aday adayı oldular.

Seçimler yaklaşırken CHP'nin halkın tarafından nasıl göründüğünü burada sık sık yazacağım. Buradan bir ayna tutmak istiyorum. Gözlemlerimi bir yetkiliye anlatmak istedim ancak enteresan şekilde kimseye ulaşamadım. Bari web sitelerine göz atayım dedim. O sırada bir form dikkatimi çekti. Ne güzel CHP yeni katılım ve gönüllü destekler için teknolojiyi devreye geçirmiş derken tespit ettiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

CHP AK Partiye karşı ittifak daveti ifade eden "Herkesin CHP'si " sloganını kullanıyor. Ne kadar içi dolu o kısmı tartışılır. Aileden atadan bir CHP'li olan ben bile CHP'yi kendime bu kadar uzak hissederken diğer görüşlerden CHP'ye bir sempati olabileceğine inanmak hayalperestlik olur.Anlattıklarım buz dağının küçücük parçaları ama okumaya devam ederseniz hayli fikir verecektir.

CHP'nin web sitesinde "Takıma Katılın" adlı bir portal var. Tıkladığınızda partiye üye olabiliyor, gönüllü destek vermek için yada bir uzmanlığınız var ise destek olabileceğinizi bildirmek amacıyla bu online başvuru formunu gönderebiliyorsunuz. Buraya kadar her şey normal ama normal olmayan 3 şey var. Şöyle ki;

1- Formlardan Gönüllü Olmak için doldurulanda 2 tane referans isteniyor. Formun halini resimde
göreceksiniz. Ne kadar saçma bir uygulama, ajan mı aralarına girer diye referans isteniyor? sorusu geliyor akla. Diyelim ki gönüllü aday adayı referans veremedi gönüllü olamıyor mu? Ya da verdiği referansları arayıp gerçekten onay alıyorlar mı? Hadi aradılar referans olumsuz feedback bildirdi diye kişi gönüllü olamıyor mu?

2. Bu konuda "bize her konuda yazabilirsiniz" açıklaması ile bir CHP web mail adresi var oraya yazı yazdım. Ne okuyan ne de geri dönüp bir cevap veren oldu. Madem sorulara cevap veren yok ne diye "bize her konuda sorularınızı yazın" deniyor.

3- Bu konuda Emrehan Halıcı'ya bile yazdım. Çünkü kendisi web sitesi ve e-uygulamalar da dahil teknolojiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı. Ondan da bir cevap gelmedi. Seçmenlerin gönüllü olup partiye destek vermelerine dahi dönüp bakmıyorlar ise ben artık orada organize bir kurum olmadığını ve muhatap bulunamadığını iddia edebilirim.

Bu ufak tefek gibi görünen detaylar, partinin organizmasından alınmış bir numunenin tahlilini verir. Parti dışardaki biri için bu kadar ulaşılamaz, muhatap bulunamaz bir hale gelmiş ise etkin yönetilemiyor demektir. Eğer parti biz bize yeteriz, babadan oğula/kıza geçen bir kulüp mantığı ile ilerliyoruz diyorsa sözüm yok ama iddia edilen "Herkesin CHP'si" ise bu söylemle ancak kendinizi kandırırsınız.

CHP gibi köklü kurumlarda değişim kolay olmayacaktır. Hep denizaltının yönünü değiştirmek örneğini veririm. Bu web sitesindeki form da değişmesi gereken eski geleneğin bir kalıntısı gibi oradan öylece bakıyor.

CHP'nin Halk'tan uzaklaşmasına aslında üzülüyorum. Kılıçdaroğlu'nun "Ben de olsam CHP'ye oy vermem" dediğinde anlatmak istediği toplumda bir şeyler kazanmış, sınıf atlamış algısı ile topluma yansıyan CHP algısı. O söylemini duyduğumda mutlu oldum. Umarım bunu söyleten o sesi izlemeyi sürdürür.

"Deniz Baykal yaşlanıyor artık" "CHP yönetimi dinazorlaşıyor" vb konuların yazılıp çizildiği bir dönemdi. Sayın Baykal bir yarış arabasının direksiyonuna geçmişti. Hala genç olduğunu vurgulamak istiyordu. Basın hayli ilgi gösterdi. İzleyen çoğumuzun kafasında o fotoğraf  bir algı olarak yerleşti. Partinin kucaklayan bir resme ihtiyacı olduğu bir dönemde kendi imajını daha çok önemsemesi olarak yorumladım. Keşke bunu yapmak yerine gidip Yüksel Caddesi'nde simit yeseydi" diye düşünmüştüm.  Sosyal medya gibi Görsel Medya'da çok etkili ve çok şey ifade ediyor. Başbakan, Cuma namazı sonrası bilinçli olarak orada bulunanlara, gazetecilere simit alıp kendisi de yiyor. Sade vatandaş evinde neler yediğine kafa yormuyor. Öne çıkan Erdoğan ve simit eşleşmesi. Bu halka yakın bir imaj olarak beyinlere yerleşiyor. Artık imaj her şey demek. Kendinizi nasıl tanımladığınız değil dışardan nasıl algılandığınız önemli.

Ufak tefek de olsa bütün sorulara cevap verilebilmeli. Arayan bir gönüllünün ulaşmasına yolları kapatmasalar eminim daha organize olmak için gereken bir insan kaynağı oluşturulabilir.

Sandıkta işte o bulunamayan cevaplar, boşluklar, soru işaretleri kendi kendine cevap buluveriyor. Umarım CHP söylemlerinin içini doldurmayı ve organize bir şekilde yönetilmeyi becerebilir.

13.11.2013







 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder